Research Article
Emine Altuntaş, Hülya Nazik, Feride Çoban Gül, Betül Demir
Ortadogu Tıp Derg, Volume 11, Issue 4, pp. 372-377
ABSTRACT
Objective: Ventricular arrhythmia and sudden cardiac death are more frequently in Behçet’s disease (BD) patients than normal population. Therefore in this study it was aimed to find out relationship among QT dispersion, Behçet’s disease and biochemical parameters related with disease.
Material and Method: The study consisted of 35 patients which diagnosed Behçet’s disease (BD) according to international diagnose criteria and 47 healthy controls which were matched with regard to age and gender. 12-channel surface electrocardiography (ECG) was performed to all participants. QT distances, corrected QT (QTc) distances which is calculated by using Bazett formula were calculated. The longest QT, and the shortest QT, the longest QTc, the shortest QTc were found in the ECG. Afterwards QTd and QTcd were calculated. Blood samples were taken from participants after 12 hours fasting.
Findings: The groups were compared in terms of the longest QT-QTc, the shortest QT-QTc, QTd, QTcd. It was seen that there was meaningful difference in terms of the longest QT and QTc (respectively p; 0.004; 0.018). Mean platelet volume (MPV) and albumin were higher in control group while erythrocyte sedimentation rate (ESR) was higher in BH group (respectively p; 0.000; 0,000; 0,002). Additionally there was negative correlation among the longest QT-QTc and ESR, albumin, but there was established positive correlation between the longest QT -QTc and MPV. Statistical results were presented in table 2-3-4.
Conclusion: Consequently in this study, it was established that the longest QT and QTc was increased and there was relationship between biochemical parameters and the longest QT-QTc.
Keywords: Behçet’s disease, QT distance, arrhythmia
ÖZ
Amaç: Multisistemik vaskülit ile karakterize olan Behçet Hastalığı’nda (BH) ventriküler aritmi ve ani kardiyak ölüm sıklığı normal popülasyona göre daha sık olması nedeni ile bu çalışmada QT dispersiyonu (QTd) ile BH ve hastalık ile ilişkili biyokimyasal parametreler arasındaki ilişkinin ortaya konulması amaçlanmıştır.
Materyal ve metot: Çalışmaya uluslararası sınıflandırma kriterlerine uygun olarak BH tanısı konulmuş 35 hasta ile yaş ve cinsiyet açısından benzer 47 sağlıklı kontrol olgu dahil edildi. Tüm katılımcıların 12 derivasyonlu yüzey EKG’si çekilerek kalp hızı ve QT mesafeleri ölçüldü. Ardından düzeltilmiş QT (QTc) Bazzet formülü ile hesaplandı. Tüm derivasyonlardaki en küçük QT ve QTc mesafesi ile en büyük QT ve QTc mesafesi arasındaki fark alınarak QTd, QTcd hesaplandı.12 saatlik açlık sonrası kan testleri yapılarak kaydedildi.
Bulgular: Gruplar en uzun QT ve QTc, en kısa QT ve QTc, QTd, QTcd değerleri açısından karşılaştırıldı. En uzun QT ve QTc’ de istatistiksel olarak fark oluştuğu görüldü (p=0,004, 0,018). Eritrosit sedimantasyon hızı (ESH) Behçet’li grupta kontrol grubuna göre yüksek iken; MPV ve albumin kontrol grubunda daha yüksek ölçüldü ve gruplar arasında anlamlı fark oluştu (p=0,002; 0,000; 0,000). Ayrıca en uzun QT ve QTc ile ESH ve albumin arasında negatif korelasyon olduğu; ortalama trombosit hacmi (MPV) ile pozitif korelasyon olduğu saptandı. İstatistiksel veriler Tablo 2-3-4‘te sunuldu.
Sonuç: Bu çalışmada BH’de en uzun QT ve QTc’nin uzadığı ve hastalık ile ilişkili diğer biyokimyasal parametrelerle arasında korelasyon olduğu tespit edilmiştir.
Keywords: Behçet Hastalığı, QT mesafesi, aritmi
Case Report
Abdulkadir Tunç, Nihat Mustafayev, Azize Esra Gürsoy, Vildan Güzel, Gülsen Babacan Yıldız, Elif Gökçal
Ortadogu Tıp Derg, Volume 11, Issue 3, pp. 361-365
ABSTRACT
Neuro-Behçet’s Disease (NBD) is classified as parenchymal and non-parenchymal involvement. The diagnosis is made by the diagnosis of aphthous lesions, as well as by eye, skin findings, positive pathergy test and vascular lesions. In this article, we aimed to present three cases who presented to our clinic with different neurological complaints and were diagnosed with NBH as a result of clinical evaluations. Our first patient was diagnosed with NBH because of recurrent oral aphthae, genital scar, pathergy test and HLA B51 positivity, magnetic resonance (MR) involvement, and previous Behçet’s disease (BD). In our second case, non-parenchymal involvement was present and widespread cerebral venous thrombosis was detected. The development of gastrointestinal system bleeding with anticoagulant stimulation was associated with GIS involvement and was stimulatory in terms of possible complications of GI. In our last case, there were more than 3 oral aphthae per year, intermittent arthralgia complaints and parenchymal central nervous system involvement and HLA B51 was positive. We wanted to emphasize the need for detailed history and examination of BD in patients with headache, consciousness changes or acute neurological deficits and emphasize the importance of this disease which is common in our country.
Keywords: Behçet's disease, neuro-behçet’s disease, central nervous system, cerebral venous thrombosis
ÖZ
Nöro-Behçet Hastalığı (NBH) parankimal ve non-parankimal tutulum olarak sınıflandırılmıştır. Tanı aftöz lezyonların yanında göz, cilt bulguları, paterji testi pozitifliği ve vasküler lezyonların tanınması ile konmaktadır. Bu yazımızda kliniğimize farklı nörolojik yakınmalarla başvuran ve klinik değerlendirmeler sonucunda NBH tanısı alan 3 olgu sunmayı amaçladık. Birinci olgumuzda tekrarlayan oral aftlar, genital skar, paterji testi ve HLA B51 pozitifliği, magnetic rezonans (MR) tutulum özellikleri ve öncesinde Behçet hastalığı (BH) tanısı almış olması nedeniyle NBH tanısı konuldu. İkinci olgumuzda non-parankimal tutulum mevcuttu ve yaygın serebral venöz tromboz saptandı. Antikoagülan kullanımı ile gastrointestinal system (GİS) kanama gelişmesi BH’nın GİS tutulumu ve olası komplikasyonlar açısından uyarıcıydı. Son olgumuzda yılda 3 ten fazla oral aft öyküsü, aralıklı artralji yakınmaları ve parankimal merkezi sinir sistemi tutulumu mevcuttu ve HLA B51 pozitifti. Baş ağrısı, bilinç değişiklikleri veya akut nörolojik defisitler gibi farklı klinik tablolarla başvurabilen olgularda BH açısından gerekli öykü ve muayenenin detaylı yapılması gerektiğini hatırlatmak ve ülkemizde sık görülen bu hastalığın önemine vurgu yapmak istedik.
Keywords: Behçet hastalığı, nöro-behçet hastalığı, santral sinir sistemi, serebral venöz tromboz
Research Article
Okan Dikker, Sembol Yildirmak, Mustafa Sahin, Murat Usta, Muberra Vardar, Eren Vurgun, Yuksel Cicek, Mustafa Durmuscan, Zeynep Altun, Fehmi Baran
Ortadogu Tıp Derg, Volume 11, Issue 1, pp. 63-72
ABSTRACT
Aim: This study aims to evaluate the alteration of hepcidin synthesis in response to inflammation and to reveal the relationship between hepcidin and acute phase reactants in Behcet’s disease (BD) which is also an inflammatory disease.
Material and Methods: That was included 52 BD patients (15 with active, 37 with inactive disease), 13 isolated iron deficiency anemia patients and 13 healthy controls; totally 78 individuals to the study. Patients with chronic disease anemia had 3 active and 1 inactive Behcet's disease. Levels of bioactive hepcidin-25 were measured by ELISA method.
Result: Low hepcidin levels were found significantly in inactive BD and the main BD groups comparing to healthy controls (p=0.015, p=0.014, respectively); in BD with anemia of chronic disease group comparing to healthy controls and isolated iron deficiency anemia group (p=0.007, p=0.003, respectively). Besides it was not found any significant difference between hepcidin levels of active BD group and healthy controls (p>0.05).
Conclusion: Contrary to its increment pattern in inflammation, increased hepcidin levels in Behcet’s patients were not detected. Alternation of serum Interleukin-6 (IL-6) levels with anti-inflammatory treatments affecting hepcidin levels necessitate hepcidin measurement only in Behcet’s patients who have been recently diagnosed and/or haven't received a treatment before and evaluation of the measurement together with IL-6 levels.
Keywords: Behcet’s disease, anemia of chronic disease, hepcidin
ÖZ
Amaç: Bu çalışmada, inflamasyona yanıt olarak hepsidin sentezindeki değişimin değerlendirilmesi ve inflamatuar bir hastalık olan Behçet hastalığında (BH) hepsidin ve akut faz reaktanları arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amaçlandı.
Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya 52 BH (15 aktif, 37 inaktif hasta) 13 izole demir eksikliği anemisi hastası, 13 sağlıklı kontrol, toplamda 78 katılımcı dâhil edildi. Kronik hastalık anemili hastaların 3'ü aktif, 1'i inaktif behçet hastasıydı. ELISA yöntemiyle biyoaktif hepsidin-25 düzeylerini ölçüldü.
Bulgular: İnaktif BH ve ana BH gruplarında sağlıklı kontrollere göre anlamlı derecede düşük hepsidin düzeyleri saptandı (sırasıyla p=0.015, p=0.014); hepsidin düzeylerini, kronik hastalık anemisi olan BH grubu ile sağlıklı kontroller ve izole demir eksikliği anemisi grubu karşılaştırıldığında ve istatistiksel olarak anlamlı sonuç elde edildi. (sırasıyla p=0.007, p=0.003). Ayrıca aktif BD grubunun hepcidin düzeyleri ile sağlıklı kontroller arasında anlamlı bir fark bulunamadı (p> 0.05).
Sonuç: İnflamasyondaki artış paterninin aksine, Behçet hastalarında artmış hepsidin seviyelerini tespit edilmedi. Hepsidin seviyelerini etkileyen antiinflamatuar tedavilerin serum İnterlökin-6 (IL-6) düzeylerini değiştirdiğinden, daha önce teşhis edilmiş ve/veya daha önce tedavi almayan Behçet hastalarının IL-6 düzeyleri ile birlikte hepsidin düzeylerinin ölçümü ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
Keywords: Behçet hastalığı, kronik hastalık anemisi, hepsidin
Research Article
Hayriye Şahinli, Mustafa Gökhan Vural, Göksal Keskin
Ortadogu Tıp Derg, Volume 11, Issue 1, pp. 22-26
ABSTRACT
Aim: Behçet's disease is a systemic vasculitis affecting arteries and veins in every dimension. Aortic and pulmonary artery aneurysms are the most important causes of mortality in Behçet's disease. In the histopathology of the aneurysm, full-thickness irregular fibrous thickening plays a role in the vessel wall. Cardiovascular mortality and morbidity were found to increase with increasing stiffness in the large vessels.
We aimed to evaluate the pulmonary artery elasticity in patients with BD with Echocardiography (ECO) which is one of the non-invasive methods.
Material and Methods: Twenty seven (18 female, 9 male) Behcet’ patients and twenty one healthy controls (9 female, 12 male) are included to the study. Pulmonary artery is evaluated with ECO. Pulmonary strain, beta index, distensibility are used as pulmonary elasticity parameters.
Results: Twenty seven Behcet’ patients and twenty one healthy controls are included to the study. Pulmonary artery strain and pulmonary artery distensibility values of the Behcet’s group were observed to be significantly lower than the control group (p<0,001, p<0,001); where as pulmonary artery beta index was significantly higher ( p=0,022).
Conclusion: Pulmonary stiffness is significantly increased in patients with Behcet’s disease compaired to healty control group.for identification of pulmonary artery aneurizm in an early echocardiographic examination of pulmoner artery stiffness can be used.
Keywords: Behcet's disease, pulmonary artery aneurysm, pulmoner artery stiffness
ÖZ
Amaç: Behçet hastalığı her boyda arter ve venleri etkileyen sistemik bir vaskülittir. Behçet hastalığında, aort ve pulmoner arter anevrizması en önemli mortalite nedenlerindendir. Anevrizmanın histopatolojisinde, damar duvarında tam kat düzensiz fibröz kalınlaşma rol oynamaktadır. Büyük damarlardaki sertliğin artmasıyla kardiovasküler mortalite ve morbiditenin arttığı bulunmuştur. Behçet hastalarında pulmoner arter elastisite özelliklerini invaziv olmayan yöntemlerden biri olan ekokardiografi (EKO) ile değerlendirmeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya 27 Behçet hastası (18 kadın, 9 erkek) ve 21 sağlıklı kontrol grubu (9 kadın, 12 erkek) alındı. Pulmoner arter, ekokardiografi ile değerlendirildi. Pulmoner elastisite parametreleri olarak pulmoner strain, beta indeksi ve distensibilite alındı.
Bulgular: Çalışmaya 27 Behçet olgusu ile 21 sağlıklı kontrol grubu alındı. Kontrol grubuna göre, Behçet hastalığı grubunda pulmoner arter strain ve pulmoner arter distensibilite değeri anlamlı olarak daha düşük bulundu (p<0,001, p<0,001). Pulmoner arter beta indeksi ise anlamlı olarak daha yüksek bulundu (p=0,022).
Sonuç: Behçetli hasta grubunda pulmoner sertliğin, sağlıklı kontrol grubuna göre anlamlı olarak arttığı sonucuna varılmıştır. Erken dönemde, pulmoner arter anevrizmasının tesbitinde, pulmoner arter sertliğinin ekokardiografi ile değerlendirilmesi kullanılabilir bir yöntemdir.
Keywords: Behçet hastalığı, pulmoner arter anevrizması, pulmoner arter sertliği